EN KOMİK FIKRALAR
|
|
|
MAYMUN
Adamın biri omzunda bir maymunla bara girmiş. Bilardo masasının yanında
bara oturmuş. Tam içkisini içerken maymun birden masanın üzerine
atlayıp bilardo topunu ağzına atıp topu tamamen yutmuş. Barın sahibi
bunu görünce sinirli bir şekilde bağırmaya başlamış.
- "Allah kahretsin. Senin maymunun bilardo topunu yedi. Şimdi kimse
bilardo oynayamayacak. Kahrolasıca maymununu al ve barımdan defol."
Adam bu olayı gördükten ve onca küfür yedikten sonra :
- "Gerçekten çok özür dilerim. Bu maymunu daha bir kaç saat önce aldım.
Böyle bir şey yapabileceğini tahmin etmiyordum. ", diyerek utana
sıkıla bardan ayrılmış.
İki hafta sonra aynı adam yine omzunda bir maymunla aynı bara gelmiş.
Bu kez maymunda bir tasma takılıymış. Maymun adamın omzundan bara
atlamış. Fıstık dolu kavonozun yanına gidip bir fıstık almış. Fıstığı
g*tüne sokup çıkarmış sonra da ağzına atıp yemiş.
Bu defa barın sahibi hayretle bağırmış:
- "Hey gördün mü senin maymun fıstığı g*tüne sokup çıkardı ondan
sonrada fıstığı yedi."
Adam :
- "Evet gördüm. Geçen olay olduğundan beri yiyeceği herşeyin ilk önce
boyutlarını kontrol ediyor."
|
Bir adada yedi tane dünya güzeli varmış ve bu adaya gelen herkesi öldürüyorlarmış.
Bir gün adamın biri adaya düşmüş.
Güzeller adama son isteğini sormuşlar, adam öyle birşey söylemiş ki güzeller onu öldürmemiş.
Adam ne söylemiş olabilir?
("Beni icinizde en cirkin olani öldürsün")
Telefon Faturası
Telefon faturası hayli yüksek gelince, ev halkı toplanmış. Baba;
- Yahu bu korkunç bir fatura. Ben bu telefonu asla kullanmıyorum, hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum.
Anne;
- Aynen ben de. Akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında telefon var. Ne yapayım bunu?
Oğlan;
- Vallahi ben de şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün görüşmelerimi yapıyorum.
Kız;
- E benim de şirket hattım var. Ev telefonunu hiç kullanmadım.
Herkes aniden evdeki hizmetçiye dönmüş ve cevap arar gözle bakmaya başlamışlar. Hizmetçi;
- Eee, problem ne o zaman? Sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz.
Teşanüş
Osmanlının son dönemlerinde adam dostuna uğrar kapıdan ve der ki:
- Hanım memlekete gidiyor, bu hafta sonu sendeyim.
- Ay halim var keşke 1 hafta sonra olsaydı.
- Olsun teşanüş yaparız.
"Teşanüş" Osmanlı argosunda sohbet anlamına gelir ama kadın anlamaz. Mahallenin emekli orospusuna gidip durumu anlatır;
- Abla sen görmüş geçirmiş karısın ne ola ki bu teşanüş, diye sorar.
Emekli orospu düşündükten sonra yanıtlamış:
- Kızım ben de anlamadım ama tecrübelerime dayanarak söylüyorum, sen her ihtimale karşı götü hazırla.
Evlilik Yaşı
Camiye genç bir delikanlı girmiş. İmam efendinin yanına yaklaşmış,
- Hocam ben evlenmek istiyorum!
- Çok iyi, evladım. Peki, kaç yaşındasın?
- Yirmi iki.
- Zevcen kaç yaşında?
- On beşinde!
- Çok üzgünüm bunu yapamam, imkânsız! Kanunlara aykırı.
Delikanlı arkasına dönerek ;
- Hoca efendi, bunu kapının önünde elinde tüfeğiyle duran, kızın babasına da anlatabilir misin?
Kilise Faaliyetleri
Yaşlı doktor kasabayı terketmek üzereyken yerine gelen genç doktoru almış, hastalarını tanıştırmak üzere evden eve dolaştırmaya başlamış. İlk girdikleri evde bir kadın:
- Doktorcuğum çok mide ağrısı çekiyorum, demiş. Eski doktor da;
- Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da ondan, demiş.
Dışarı çıktıkları vakit yeni doktor:
- Abi, demiş, kadını muayene bile etmeden nasıl böyle bir neticeye vardın?
Yaşlı doktor anlatmış:
- Oğlum, numaradan gözlüğümü yere düşürdüm bir de baktım ki yatağın altı meyva kabukları ile dolu.
İkinci evdeki hastayi genç doktorun muayene etmesine karar vermişler.
Bu evdeki kadın "Çok halsizim" deyince doktor:
- Belki de kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyordur, biraz ara verin, demiş. Dışarı çıkmışlar yaşlı doktor genç doktora;
- Doğru söyledin demiş, bu kadın kiliseden dışarı çıkmaz. Ama nasıl anladın?
Genç doktor ;
- Ben de çaktırmadan yatağın altına baktım ve kilisenin papazını gördüm.
Olsa da Olmasa da
Temel elleri, kucağı odun dolu, ormandan dönüyormuş. Yolda arkadaşı İdrise rastlamış.
İdris sormuş:
- Temel'ciğum o elindekiler nedur?
- Odun.
- Pen de sana kodum.
Bu laf ,Temel'e çok koymuş ama bir cevap da verememiş. Bu olayin intikam ateşi ile
yanıp tutuşurken, bir gün İdris'i ormandan dönerken yakalamış.
- Ula İdris o elindekiler ne?
Uyanık İdris cevap vermiş :
- Palta.
- Pen de sana kodum.
İdris başlamış gülmeye:
- Uşağum kafiye olmadı ki.
Temel cevap vermiş :
- Farçetmez, olsa da kodum, olmasa da koduum.
Mudvayne - Shadow of a Man
Mirror mirror upon the wall I
Who is the most confused of them all?
Mirror mirror subservient twin screams back
At me you.
You sick flawless mime, I want to break you
Yeah, you’re a clever one...
Is this a tool, can I step through, to find
Another plane,
Or just a shadow of a man
A superficial tool, to support the vanity,
Of weak, when yoU
Im asking you,
|
|
|
Temel birgün kafasını ıslatmadan şampuanlamaya başlamış.
Bunu gören Fadime:
-Ula Temel hiç saç ıslatılmadan şampuanlalnır mıı deyince Temel:
-Ama Fadime bu şampuanda "kuru saçlar için" yaziy!!!
|
|